Ömer Seyfettin’in Kaşağı Hikâyesi

Türk yazarlarımızdan olan Ömer Seyfettin, eserlerinde halk dilini kullanırken, dönemin yazarlarının da üslup olarak bu dili kullanmasında ısrarcı olmuştur. Sade anlatımıyla göz önüne çıkan Seyfettin, özellikle halkın takdirini kazanmayı başarmıştır. Yazarımız kahraman seçimlerinde de derin ve süslü cümleler kullanmak yerine atasözlerimizden faydalanarak, daha çok halkın anlayabileceği betimlemelerde bulunmuştur. Kısacası Ömer Seyfettin için halktan, aramızdan biri demek çokta yanlış olmaz. O, sade anlatım biçimiyle edebi eserler ortaya çıkararak okurlarını yormadan anlatmak istediğini direk aktarmayı başarmıştır.

Bu içerikte ve Ömer Seyfettin Kaşağı Hikâyesi Edebiyat Türk Edebiyatı Hikaye Analizi Ömer hakkında bilgi bulabilirsiniz.

Ömer
Ömer Seyfettin’in Kaşağı Hikâyesi

Edebiyatımızın en önemli temsilcilerinden biri olarak Ömer Seyfettin, eserlerinde genellikle ahlaki değerlerin üzerinde durmayı tercih etmiştir. Hikâyeciliği en iyi şekilde temsil eden yazarımız, geleneklerimize bağlı kalarak eserler ortaya koymuştur. Ömer Seyfettin denilince akla gelen eserlerinden olan Kaşağı da gene bu içgüdü ile kaleme alınmış, okullarda halen edebiyat derslerinin vazgeçilmezi olarak işlenmeye devam etmektedir.

Yazar Okura Ne Anlatmak İstiyor?

Kaşağı hikâyesi, konu bazlı incelendiğinde kardeşine iftira atarak ölümüne sebep olan küçük bir çocuğun yıllarca duyduğu suçluluğu işlemektedir. Kitap Osmanlı devrinde kaleme alınmış, farklı bakış açılarına sahip, geleneksel bir yorumdur. Kaşağı yazarın ölümünden tam altı yıl sonra basıma alınsa da, en çok satan hikâyelerden biri olarak günümüze kadar popülaritesini kaybetmemiştir. Yazar, bu hikâyede yalan ve yalanın doğurdu sonuçların üstünde durmayı tercih etmiş. Özellikle kahramanları tasvir ederken kullandığı gerçekçi betimlemeler sayesinde etik kavramını okuyucuya çok iyi bir şekilde geçirmeyi başarmıştır. Günlük hayatımızda kullandığımız beyaz yalanların bile ne denli büyük sonuçlarla başımıza dert olabileceğini kaşağı ile karşımıza çıkaran yazar, Hasan ve Kahraman adında iki kardeşin ölümle sonuçlanan yalanını ele alıyor.

Etik ve Ahlak Odaklı Olay Örgüsü

Kaşağı olay örgüsünü incelediğimizde, ailesi ile birlikte çiftlikte yaşayan iki kardeşin başına gelenler anlatılıyor. Hasan ve Kahraman çiftlikte hayvanlarla beraber büyüyen iki kardeştir. Kardeşlerin en büyük tutkusu atlarla vakit geçirmek ve onları sevmektir. Atların bakımından ise Dadaruh isimli seyis sorumludur. İki kardeş her gün Dadaruh’un atlarla olan iletişimini izler ve bundan büyük keyif alırlar. Kahraman kardeşine göre atlarla ilgilenmeyi daha çok sevmektedir. Bir gün kimsecikler ortada yokken atların yanına giderek onları kaşağılamak ister. Fakat kaşağı dişleri bozuktur ve Kahraman atları kaşağılamak isterken canlarını yakar. Atlar acı içinde feryat etmeye başlayınca delikanlı sinirlenir ve kaşağıyı kırar. Ertesi gün olduğunda ise Dadaruh durumu fark eder. Kaşağının kırıldığını gören seyis bunu kimin yaptığını öğrenmek için kolları sıvar. Kahraman ise suçlu bir edayla kaşağıyı kardeşinin kırdığı yalanını ortaya atar. Bu şekilde ana kahramanımız kaşağıyı kırdığı için alacağı cezadan kurtulmuş olduğunu düşünür fakat bu yalan ona ömürlük bir ceza olacaktır. Aradan bir yıl geçer ve Hasan hastalanır. Küçük kardeşinin ölümü ile erken yaşta yüzleşen Kahraman ise bu durumdan kendisini sorumlu tutar. Yıllar boyu söylediği yalan yüzünden kardeşinin hastalandığını düşünür. Kahraman için bu ölüm yalanın bir sonucudur ve yıllarca vicdan azabı çeker.

Realist Üslupla Betimlenmiş Ana Karakterler

Hikâyeyi incelediğimizde yazarın çok fazla karaktere yer vermediğini, olabildiğince olayların ve kahramanların anlatımını basit tuttuğunu görüyoruz. Ana karakterler olarak Kahraman ve Hasan karşımıza çıkıyor. İki kardeşin öyküsünü anlatan kitapta yardımcı karakterler olarak seyis Dadaruh, evin hizmetlisi Pervin hanım ve baba da yer alıyor. Hem hüzünlü hem de ders çıkarılacak nitelikte olan bu hikâyede yazar yaptığı betimlemelerle olabildiğince basit kelimeler kullanmayı tercih etmiştir. Okuyucunun kafasını karıştırmadan tasvir ettiği kahramanların en çok dikkat çeken yanı ise halktan kişiler olarak betimlenmesidir. Maupassant tarzı üslubu ile kaleme alınan bu eser sizleri yormadan hikâyenin içine çekecek türden. Her yaştan insanın mutlaka hayatında bir kez okuması gereken eserlerinden biri olan Kaşağı, Türk edebiyatında da ilk hikâye örneklerindendir.

Osmanlı Döneminde Ele Alınan Dokuz Ciltlik Bir Hikâye

Kaşağı, 1926 yılı Osmanlı’nın Tanzimat döneminde kaleme alınmış bir hikâyedir. Türk edebiyatında hızlı satışları ile dikkat çene kitap, dokuz cilt şeklinde basıma sunulmuştur. 6-9 yaş aralığına hitap eden bir kitap olsa da, her yaştan insanın dersler çıkararak, keyifle okuyacağı türden bir hikâyedir. 2016 yılında yayınlanan kitap, yazarın anılarından oluşan, çocuk psikolojisine bol bol değinilmiş bir ustalık eseridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir