Gerçeklik daima bir yorumdur!

Çoğu insan beş duyuyla algılar, o duygu deneyiminden sonra bir tanımlama yapar. Beyin zamanla bu tanımlamalara birer isim koyar ve refleks geliştirir duygu ataması yapar; iyi, kötü, güzel, çirkin vs… der…

Beyin bu deneyimlerin hepsini hafıza alanında biriktirir, Kullanım esasına göre öncelikli olanları daha belirgin veya daha az kullanılanları az kullanılanlar gibi bir ortamda konumlandırır. 

Bu alan ortalama tüm beynin %10’u kapsıyor, aslında Beynimizin %100’ü kullanırız, ancak %10’luk bir kısmı hafıza bellek bulunur. Diğer %90’luk kısmı bu hafızayı kullanmak için bir donanımdır. 

Çoğu yerde duyduğumuz aksine beyin %7 ile 10 arası kullandığımız koca bir yalan!

Korkmanıza gerek yok, beyincimizin %100’ünüde kullanabiliyoruz.

Ancak kişiler akıllı telefon kullanıyor gibi kullandığından sadece ; Telefon, Whatsapp, Instagram’dan öteye gitmediğinden tamamını kullanmıyor.

Bu pencereden baktığımızda “öğren ve deneyimle” şeklinde çalıştığından, bir yalanı birden fazla duyduğunda veya kendisi bir konu hakkında defalarca aynı yalanı söylediğinde bir süre sonra onu doğru kabul etme eğilimi gösterir.

Bu çalışma algoritmasını bilen akıllar, insanların duygularını yönetir. 

Bu yüzden Toplumlar en iyi korkuyla yönlendirilir.(yönetilir)

Birisinden korkmamız öğretilmişse onu olduğundan daha tehdit edici algılarız. Eğer bir kişiyi sevmemiz gerektiği öğretilirse, sorgulamadan o kişiyi severiz!

Eğer kişi bu çalışma prensibini algılar ve hayatına geçirirse duygularını yönetir.

Duygularını yöneten kişi kendini yönetir. Kendini yönetemeyen bireyler ve Ezber yaşamları robotik konumlandırmalarla yaşar, yaşatılır. Yaşamın her anında kuşku duymayı/merakı canlı tutmayı bilmeliyiz.

Unutma Açık fikirli insan neye niçin inandığını da sorgular.

81017