Albert Camus Sözleri
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Albert Camus Sözleri gerek yaşadığı dönemde gerekse daha sonraki dönemlerde dünya edebiyat tarihini görüşleri ve eserleri ile etkileyen önemli yazar isimlerinden birisidir. Cezayir asıllı Fransız yazar, eserlerinde genellikle varoluş ve acı ile ilgili kavramları geniş çerçevede ve derinlemesine incelemiştir. Bu eserleri ile felsefe dünyasında da etki rol oynamış ve birçok akımın öncüsü haline gelmiştir. Ayrıca fikirlerini dile getirdiği birçok ünlü sözler de dile getirmiştir.
Bu yazıda ve Albert Camus Camus Sözleri Albert Camus Alıntıları Albert Camus Felsefesi Albert Camus Kitapları Camus’n konusunda detaylar bulabilirsiniz.
Albert Camus sözleri, genel bağlamda eserlerindeki karakterler üzerinden üretilmiş ve anlamı oldukça geniş sözlerdir. Bu sözler, aynı zamanda okuyanlara hayata dair farklı bakış açılarında görüşler sunarken bu görüşleri belirli dayanaklara dayandırır. Bu özellikleri aynı zamanda Albert Camus’u dönemin dünya edebiyatında önemli isimlerinden birisi haline getirmiştir. Varoluşçuların önemli isimlerinden olan Albert Camus, aynı zamanda sürrealizm akımı ile bağlantı isimlerden birisidir.
İnsanın sergilediği tüm davranışlar, insanların çektiği acı ve eziyetler, salgın hastalıklarda insanların ve tüm dünyanın gördüğü etkileri eserlerinde derinlemesine incelemiş bir isim olan Albert Camus, aynı zamanda Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş isimlerden birisidir.
Editörün Seçimi ile En Önemli Albert Camus Sözleri
- “Mutlu olmak istiyorsanız, düşündüklerinizi söylediğiniz gibi yaşayın.”
- “Hayatın anlamını keşfetmek için, hayatın anlamı olmadığı gerçeğiyle yüzleşmelisiniz.”
- “İnsan, içinde bulunduğu çelişkilere rağmen devam etmeli ve yaşamaya devam etmelidir.”
- “Hayatın anlamı, acıya rağmen hayatta kalmaktır.”
- “İnsan, kaderine karşı durarak özgürlüğünü kazanır.”
- “Kaderinizi kabul edin, ama kaderinizi değiştirmek için mücadele edin.”
- “İnsan, içinde bulunduğu çelişkilerle yüzleşmeye ve anlamlı bir hayat yaşamaya çalışır.”
- “Mutlu olmak için ihtiyacınız olan şeyler, her zaman sizin yanınızdadır.”
- “Gerçek cesaret, hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşmek ve onları kabul etmektir.”
- “Hayatın anlamını aramak, insanın en temel ihtiyacıdır.”
Albert Camus’un sözleri, insanın varoluşsal sorunlarını ve düşünsel çelişkilerini anlamaya yönelik derin düşünceler içerir. Eserleri, edebiyat ve felsefe dünyasında önemli bir yere sahiptir ve günümüzde de okuyuculara ilham vermeye devam etmektedir.
Albert Camus Sözleri
- Başarı kolay elde edilir, zor olan başarıyı hak etmektir.
- Geceler sonsuz değildir.
- Haklı olma ihtiyacı, sıradan insanlara özgüdür.
- Felsefe, utanmazlığın çağdaş biçimidir.
- Gençlik kolay mutluluklar için parlak bir çağdır.
- Ben dilimin sınırlarında nöbet beklerim.
- Gölgesiz güneş yoktur ve geceyi tanımak gerekir.
- İnancın yere düşerse silahın da yere düşer.
- Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ve uçurumdur.
İnsan ne ise, o olmayı reddeden tek yaratıktır.
Aşk, akıllı aptal demeden tüm insanlara bulaşan bir hastalıktır.
Kelimeler torba gibidir, içine konan şeyin şeklini alır.
Bir yazarım. Ben değil kalemim düşünür, anımsar ya da kuşatır.
Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
Büyük olmanın yolu da, deha gibi çalışma ve alın terinden geçer.
Dünyada her kötülük, hemen her zaman cehaletten gelir.
Oldum olası içimde biri, tüm gücüyle hiçbir şey olmamaya çalışıyor.
İnsanın eninde sonunda alışamayacağı bir düşünce yoktur.
İnsanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir.
Çekip gidene her şey mizah, kalıp bekleyene her şey şiirdir.
Doktor sana bütün bunları kim öğretti? Yanıt anında geldi acı çekmek.
Bir insanı sevmek, onunla birlikte yaşlanmaya razı olmaktır.
Bütün büyük olayların, büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır.
İnsanlar için en ideal düzen, onların mutlu olduğu düzendir.
Zamanımdan ayrılamayacağımı anlayınca, onunla birleşmeye karar verdim.
Çağdaş siyasi toplum, insanları mutsuzluğa düşürme makinesidir.
Bir ülkeyi tanımanın bir yolu o ülkede yaşayanların nasıl öldüğüne bakmaktır.
Mutluluk, bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür.
Hepimiz öleceğimize göre, ne zaman ve nasıl olduğunun önemsizliği meydandadır.
Yaşamak kendi başına bir değer yargısıdır. Nefes almak ise; yargılamaktır.
Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir; çünkü sade olmak, biraz da büyük olmaktır.
Eğer bir ağa köleleri olmadan yapamıyorsa, ikisinden hangisi özgür bir insandır.
Kışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim.
Ölüm bir istatistik ve devlet işi oldu mu, dünya işleri artık iyi gitmiyor demektir.
Şerefini bir yana bırakan inkılap, bu duygunun egemen olduğu kaynaklarına ihanet etmiş olur.
Geleceğe yönelik gerçek cömertlik, şu an mevcut olan her şeyden vazgeçmeyi içerir.
Her özgürlüğün ucunda bir yargı vardır; işte bu yüzden özgürlüğün yükü çekilmez, çok ağırdır.
Politika ve sanat dünyanın düzensizlikleri karşısında başkaldırmanın iki ayrı yüzüdür.
Bir adam karısına arabasının kapısını açıyorsa emin olabilirsiniz ya arabası yenidir, ya da karısı.
Bazılarının, sadece normal olmak için ne büyük çaba sarf ettiğini kimse fark etmiyor.
Özgürlük gelecek umudu değildir. O, şu andadır ve insanlarla ve şu andaki dünyayla uyumludur.
İnsanlarla uzun süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından bana biraz yalnızlık gerek.
Benim uğraşım, kitaplarımı yazmak, insanlarım ve halkım tehdit edildiğinde savaşmaktır. Hepsi bu.
Bilirsiniz ki; en zeki insanlar bile yanındakinden bir şişe fazla devirmekten şeref duyarlar.
Derin duygular da büyük yapıtlar gibi bilinçli olarak söylendiklerinde daha fazla anlam taşır her zaman.
Ya zamanla birlikte yaşar ölürsün, ya daha yüce bir yaşam uğruna zamanın dışına çıkarsın.
Ahlaka dair ne biliyorsam bunu futbola borçluyum. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.
Basın özgürlüğü belki de özgürlük düşüncesinin giderek aşağılanmasından en çok acı çekmiş özgürlüktür.
Sanat bence en büyük sayıda insanı ortak acılar ve sevinçlerle coşturacak görüntüleri, biçimleri bulmaktır.
Dünyanın insandan başka anlamı yoktur. Hayat anlayışımızı kurtarmak istiyorsak, insanı kurtarmamız gerekir.
İnsan da, yaşam da saçmadır; boşunadır, rastgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur; ama yine de yaşamak gerekir.
İnsan tümüyle suçlu değildir çünkü tarihi o başlatmadı, ama tümüyle suçsuz da değildir çünkü tarihi sürdürdü.
İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına, ancak; siz öldüğünüzde inanırlar.
Yirminci yüzyılımız korku çağıdır. Diyeceksiniz ki korku bir bilim değildir, ama bu korkuda bilimin payı var.
Huzur, suskunluk içinde sevmek olabilirdi. Ama bilinç ve insan var; konuşmak gerekiyor. Sevmek cehenneme dönüşüyor.
Dostlarım, şimdi ben size büyük bir şey söyleyeceğim. Sakın kıyametin kopmasını beklemeyin, o her gün kopmaktadır.
Arkamdan yürüme; önderlik etmeyebilirim, önümde yürüme; takip etmeyebilirim. Sadece yanımda yürü ve arkadaşım ol.
Polemik yüzünden çoğumuzun gözünü perdeler bürümüş, artık insanlar arasında değil bir gölgeler dünyasında yaşıyoruz.
Ya tüm çırpınmalarını aşan daha yüksek bir anlamı vardır bu dünyanın, ya da bu çırpınmalardan başka hiçbir şey gerçek değildir.
Önümden gitme seni izleyemeyebilirim arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim; yanımda yürü ve yalnızca dostum kal.
Ben umutsuzluğu ve bu dertli dünyayı kabul etmeyerek, insanların birleşmesini ve kötü yazgılarına karşı savaşmalarını istiyordum.
Tarih insanların, düşlerin en aydınlık olanlarını gerçekleştirmek için giriştikleri umutsuz bir çabadan başka bir şey değildir.
İnsanların bütün mutsuzluğu, kendilerini kalenin sessizliğinden koparan, kurtuluş bekleyişi içinde surlara atan umuttan gelmektedir.
Yazarlık sanatı korunması güç olan şu iki ödeve bağlı kalacaktır; bile bile yalan söylememek ve insanın insanı ezmesine karşı koymak.
Bir kalıp düşünceyi işlemek, bir incelik üzerinde durmaktan çok daha kolaydır. Benim için kalıp düşünceyi seçtiler ben de saçma oldum kaldım.
İnsan kendisi için gerçek ve mutlak olan mutluluğa yaşamı boyunca yalnız bir kez erişir ve geri kalan tüm yaşamını bu mutluluğa tekrar ulaşmaya adar.
Resmi tarih oldum olası büyük katillerin tarihidir. Kabil, Habil’i bugün öldürmüş değil, ama bugün kabil, Habil’i akıl uğruna öldürüyor ve onur madalyası istiyor.
Önemli olan insan olmak, yalın olmaktır diyebilirim ve birazdan diyeceğim. Hayır, önemli olan doğru olmaktır ve bunun için de hepsi vardır. İnsanlık da yalınlık da.
Sözün gelişi ‘dostlarım’ diyorum, dostum yok artık, sadece suç ortaklarım var. Onların da sayısı pek çoğaldı, bütün insanlar suç ortağım benim. En başta da siz geliyorsunuz. Kim yanımdaysa birinci odur.
İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.
İnsanlar ileri sürdüğünüz nedenlere içtenliğinize çektiğiniz acıların ağırlığına ancak siz öldükten sonra inanırlar. Yaşadığınız sürece durumunuz şüphelidir çok çok sizden şüphe ederler bu kadarına hak kazanabilirsiniz.
Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur. Ama intihar ile değil. Bu korkuyu aşmak için kendini bırakmamak gerekir. Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli.
Kimi durumlarda neler düşündüğü konusunda bir soruya kişinin ‘hiç’ yanıtını vermesi bir yapmacık olabilir. Sevilen yaratıklar bunu iyi bilirler. İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıklarının ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu. Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de.
Günü gününe kadınlar, günü gününe erdem ya da erdemsizlik günü gününe köpekler gibi ama her gün sağlamca yerinde duran kendim. Böylece yaşamın yüzeyinde ilerliyordum sözcükler içinde hiçbir zaman gerçek içinde değil. Tam okunmamış o kitaplar tam sevilmemiş o dostlar tam gezilmemiş o kentler tam sarılmamış o kadınlar…